Kuşadası Türkiye’nin ilk turizm merkezlerindendir, turizm tarihi 1960’lara dayanır, ilk kruvaziyer gemi turizmi burada başlamıştır. Özellikle yazları yerli ve yabancı turist sayısı ile 110 bin civarı olan yerli nüfus zaman zaman 2 milyona dayanmaktadır. İzmir Adnan Menderes Havalimanı’na 65 km uzaklıktadır. Kuşadası Limanı Türkiye’nin en büyük 3. limanıdır.
Kuşadası
Güvercinada Kalesi
Kuşadası Körfezinin ağzında limanı koruyan bir konumda bulunuyor. Adını üzerinde bulunduğu adadan alan iç kale Barbaros Hayrettin Paşa tarafından, surlar ise İlyas Ağa tarafından yaptırılmış. Surlar Mora İsyanı sırasında adalardan ve denizden gelebilecek saldırıları önlemek amacıyla yaptırılmış. Kuşadası’na gidip de Güvercinada Kalesi’ni görmeden dönmek olmaz.
Kaleiçi
Kuşadası tarihi yerlerden biri olan Kaleiçi Kuşadası’nın ilk yerleşim yeri olarak biliniyor. Sur duvarları çok iyi korunarak günümüze ulaşmayı başarmış. Kaleiçi’nin labirent gibi sokaklarında yürümeden, gündüzünü ve gecesini görmeden Kuşadası’ndan ayrılmayın.
Kuşadası El Heykeli
Kuşadası’nın simgesi haline gelmiş bir yapı el heykeli. İsmail Cem Dostluk ve Barış Meydanı’nda karşınıza çıkıyor. Avuç içinde birkaç siyah güvercin ve bir beyaz güvercin tutan beyaz bir el heykeli görüyorsunuz. Tam bu konumda günbatımını izlemeyi de ihmal etmeyin.
Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı
Kuşadası merkezde gezilecek yerler içinde yer alıyor Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı. 1600’lü yıllarda Sadrazam Öküz Mehmet Paşa tarafından yaptırılmış. Kervansarayda günümüzde otel ve hediyelik eşya dükkanları bulunuyor. Kervansarayın yanında Öküz Mehmet Paşa’nın heykelini görebilirsiniz.
Oleatrium Zeytin ve Zeytinyağı Tarihi Müzesi
2011’de hizmete açılan Oleatrium, 30 Yılı aşkın süredir bir birikimin sonucu olan, büyük bir sabır ve itinayla koleksiyon haline getirilmiş objelerden oluşuyor. Müzede, zeytinyağının üretim aşamasından sofralara gelene kadar hangi yollardan geçtiğinin öyküsüne tanıklık ediyorsunuz.
Kadınlar Denizi
Ege’nin en güzel plajlarından biri olan Kuşadası Kadınlar Denizi plajı altın renkli kumlarıyla biliniyor. Eski dönemlerde sadece kadınların kullanımına açık olmasından dolayı bu ismi almış olan plaj günümüzde herkese açık. Sahil boyunca restoranlar, kafeler ve butik oteller bulunuyor. Denizi pırıl pırıl ve kristal kadar berrak. Oldukça sığ olduğu için çocuklu aileler için de oldukça uygun.
Sevgi Plajı
Sevgi Plajı Kuşadası’na 17 km uzaklıkta bulunan Davutlar sahilinde yer alıyor. Okaliptüs ağaçları olan plajda doğal gölgelik alanlar bulunuyor. 550 metre uzunluğunda bir plaj burası ve içerisinde kafeterya, büfe duş ve tuvaletler var.
Sevgi Plajı piknik alanı olarak da kullanılıyor. Günübirlik olarak Sevgi Plajı’na gidebilir hem piknik yapabilir hem de denizin tadını çıkarabilirsiniz.
Dilek Yarımadası - Büyük Menderes Deltası Milli Parkı
Dilek Yarımadası-Büyük Menderes Deltası Milli Parkı, 27.675 hektarlık bir alana sahip. 1966’da milli park statüsü kazanan Dilek Yarımadası biyolojik çeşitliliği, nesli tükenmek üzere olan canlıları ve endemik türleri içinde barındırmasından dolayı oldukça önemli. Kuşadası seyahatinizde 1 gününüzü mutlaka Dilek Yarımadası’na ayırın.
Zeus Mağarası
Dilek Yarımadası Büyük Menderes Deltası Milli Parkı’na gidip girişinde yer alan Zeus Mağarası’nı ziyaret etmezseniz hatırım kalır. Mitolojik bir öyküye konu olmuş bu su dolu mağarayı mutlaka görmelisiniz. İnanışa göre gök Tanrısı Zeus, kardeşi denizler tanrısı Posedion’u kızdırdığında, elindeki yabası ile denizleri alt üst eden Posedion’un gazabından korunmak için bu mağaraya sığınıp, burada dinlenip yıkanıyormuş. Yaz aylarında gelirseniz siz de mağaranın içindeki doğal havuzda yüzebilirsiniz.
Efes Örenyeri ve Müzesi
Kuşadası’na 18 Km uzaklıkta olan Efes Örenyeri, MÖ 5.bin yıla kadar giden tarihi boyunca uygarlık, bilim, kültür ve sanat alanlarında her zaman önemli rol oynamıştır ve antik dünyanın en önemli merkezlerinden birisidir. Efes, Doğu ile Batı (Asya ve Avrupa) arasında başlıca kapı durumunda olan önemli bir liman kentiydi ve bu konumuyla çağının en önemli politik ve ticaret merkezi olarak gelişmiştir.
Anadolu’nun eski ana tanrıça (Kybele) geleneğine dayalı, dünyanın yedi harikasından biri sayılan Artemis Tapınağı’nın da Efes’te yer almış olması şehrin önemini daha da artırmaktadır.
Efes Örenyeri’nde, Celsius Kütüphanesi, Yamaç Evler, Tiyatro gibi eşsiz mimari eserleri görebilir, Antikçağ’ın havasını soluyabilirsiniz.
Meryem Ana Evi (Virgin Mary)
Kuşadası’na 19 km. uzaklıktaki Meryem Ana Evi, Bülbül Dağı’nın üzerinde bulunmaktadır. İsa’nın ölümünden 4 ya da 6 yıl sonra, St. John’ın Meryem Ana’yı Efes’e getirdiği bilinmektedir. 1891 yılında Lazarist papazlar, Alman rahibe A. Katherina Emerich’in rüyası üzerine, Meryem Ana’nın son günlerini geçirdiği evin, araştırmalar sonunda bu yer olduğunu ortaya çıkarmışlardır. Bu olay Hıristiyanlık dünyasında yepyeni bir buluş olmuş ve din âlemine ışık tutmuştur. Haç planlı ve kubbeli olan bu yapı daha sonra restore edilmiştir. Müslümanlarca da kutsal sayılan evde, Papa VI. Paul’un 1967’deki ziyaretinden sonra, her yıl ağustos ayının 15. gününde ayinler düzenlenmekte ve bu ayinler büyük ilgi görmektedir.
Şirince Köyü
Kuşadası’na sadece 29 km uzaklıktaki Şirince köyünün tarihi M.Ö. 500 yılına kadar uzanmaktadır. Şirince, tarihi, mimari dokusu, üzüm bağları, ev yapımı sofra şarapları, leziz çöp kebabı, gözlemesi ve köy ürünleri ile ziyaretçilere unutulmaz tatlar sunmaktadır.
Artemis Tapınağı
Artemis Tapınağı, (Yunanca: Artemision; Latince: Artemisium) aynı zamanda Diana Tapınağı olarak da bilinir. Tanrıça Artemis’e ithaf edilmiş tapınak Efes’te Milattan önce 550 yıllarında tamamlanmıştır. Tapınak tamamen mermerden inşa edilmiştir. Dünyanın yedi harikasından biri sayılan tapınaktan geriye bugün sadece bir iki mermer parçası kalmıştır. Artemis Tapınağı Kuşadası’na 25 km uzakta Selçuk İzmir’de bulunmaktadır.
Aziz John Kilisesi
Aziz John Kilisesi Kuşadasına 30 km uzakta Selçuk ilçesi sınırları içindedir. Hıristiyanlığın en önemli figürlerinden biri sayılan St. John ( St.Jean), Hz. İsa’nın 12 havarisinden biri. “Aziz Yahya” olarak da bilinen St. John’ın, “Yahya İncili”ni Efes’te yazdığı düşünülüyor. St. John’ın mezarı üstüne inşa edilen bazilika ise erken Hıristiyanlık döneminin en önemli tanıklarından.
Hz. İsa’nın çarmıha gerilişinden sonra, en sevdiği havarisi St. John’un Meryem Ana’nın Kudüs’te kalmasını sakıncalı bulup Efes’e kaçırdığı rivayet ediliyor. Hz. Meryem’in 1 01 yaşına kadar Bülbül Dağı’ndaki yaşadığı ve öldüğü; St. Jean’ın Meryem Anayı yine bu dağda kendinden başka hiç kimsenin bilmediği bir yere gömdüğü düşünülüyor.
Balık Restaurantları, Yöresel Yemekler ve Ege Otları
Ege’nin incisi Kuşadası, gastronomi bakımından da oldukça zengindir. Sahil şeridi boyunca uzanan balık restoranlarında günlük taptaze balıkları yiyebilir veya keşkek, yuvarlama, bolama, kapama, zeytinyağlı börülce, kabak çiçeği dolması, kedirgen kavurması gibi yöresel lezzetleri tadabilirsiniz. Cibes otu, şevketi bostan, deniz börülcesi, arapsaçı ve turp otu Kuşadası semt pazarlarında ve restoranlarında bulabileceğiniz Ege otlarından sadece bir kaçıdır. Ege mutfağının eşsiz lezzetlerini Kuşadası’nda doyasıya tadabilirsiniz.